bilgieksenim.com

Bilmiyorum benim kadar uğraşan olmuş mudur şu Alexa ile. Önceleri (yani blogumu ilk kurduğum zamanlarda) bu tür şeylerden habersiz yaşarken daha sonra (Alexa'yı öğrendikten sonra) benim de iyi bir Alexa değerim olmalı dedim ve şu anda bunu başarmanın mutluluğunu yaşıyorum. Hatta daha iyi bir değere sahip olana kadar durmayacağım. Çünkü ben Alexa değerimi düşürmek için çabalarken eskilere dönüp bir baktım da şöyle; "ben blogumu eğer ki iyi bir yerlere getirmeyeceksem, herkes beni tanımayacaksa ben neden bu blogu devam ettireyim ki?" Ayrıca ben Alexa değerimi düşürmeye çalışırken bir yandan da yazı yazmam gerekiyor, haliyle bu da bende bir yandan yazı yazma isteği uyandırıyor. Bu yüzden çabaladıkça çabaladım ve iki yılda alamadığım sonucu iki ayda aldım. Bu süre zaafında hiç tanımadığım o kadar kişi yardım etti ki bana inanamazsınız. Hiç tanımadığım ama blogunu severek takip ettiğim kişiler mi dersiniz, forumda bir konu hakkında yardım istediğim ve sonucunda da o k

"Sıkıldım.. sıkıldım... sıkıldım.." bu kelimeleri duymaktan artık ben " sıkıldım ." Boş zamanlarımızı değerlendiremeyip sıkılan bizler, daha sonra yine sıkıldım diyen bizler. O zaman boş zamanlarınızı doldurun veya iyi bir şekilde değerlendirin. Bunun başka bir çaresi yok! Etrafımıza baktığımız zaman ne kadar çok kişi görüyoruz, sıkıldım diye söze başlayıp ne yapacağını bilmeyenleri. Halbuki etrafımızda o kadar çok şey var ki keşif etmediğimiz o kadar çok şey var ki yapmadığımız ve yapmamız gereken. Ama yine de sıkıldım kelimesi ağzımızdan düşmüyor. Bana göre bir insan sıkıldım diyorsa;"boş zamanlarını değerlendirmeyi bilmiyordur." Mesela bebekleri, çocukları düşünün her zaman sıkılmazlar mı? Peki neden sıkılırlar? - Çok basit, artık etraflarında yapacakları bir şey kalmamıştır. Ama bakın birde oyun oynadıkları zaman, bir kere bile sıkıldım demezler. Şu an bana da sorabilirsiniz "sen hiç mi sıkılmıyorsun? - Her zaman yapacak bir şeyin oluyor mu?

Yeni kitap okurlarına öncelikle " ben kitap okumaya nasıl başladım... " isimli yazımı okumalarını öneririm. Şimdi geçelim konumuza; "Yeni kitap okurları yerli kitaplardan mı yoksa yabancı kitaplardan mı okumaya başlamalı?" Eğer  " ben kitap okumaya nasıl başladım... " isimli yazımı okuduysanız göreceksiniz ki yerli kitaplardan okumaya başladım. Yerli ve komik, eğlenceli, bilgilendirici kitaplardan okumaya başlayarak okuma alışkanlığı kazandım. Sizlere de önerim yerli kitaplardan başlamanızdır. Çünkü yabancı kitaplardan başlarsanız çevirisi tam olarak oturmamış bir kitap ile karşılaşabilir ve okuma alışkanlığı kazanayım derken bir anda kitaplardan bıkabilirsiniz. Bu yüzden yerli kitaplardan ve size en uygun gelen kitaplardan okumaya başlayarak okuma alışkanlığı kazanabilirsiniz. Eğer ki kitap seçimin yaparken zorlanıyorsanız şu yazımı okuyabilirsiniz. Tıklayın. Yerli Kitaplardan Başlamanızın Yararları Kesinlikle en büyük yararı Türk yazarlarım

Şu ana kadar hangi büyük sınavlara girdin de sen böyle bir yazı yazıyorsun diye sorsanız, "sadece SBS'ye girdim." Şu zamanlar ise artık üniversite sınavlarına çalışma zamanlarım. Peki ben sınavlarda stres yapar mıyım? Hayır. Heyecanlanır mıyım? Evet. (Herkes gibi) Aslında konumuz ben değilim ama yinede kendimden biraz bahsetmek istedim. Yazımın daha açıklayıcı olması açısından. Bence girdiğimiz tüm sınavlarda yaptığımız tek şey heyecana bağlı olarak düşünmek . Çünkü kendimden de biliyorum, hangi sınava girecek olursam olayım her zaman sınavdan 5 - 10 dakika önce heyecanlanırım ve buna bağlı olarak düşünmeye başlarım; "Acaba sınav nasıl geçecek?, Sınavda ne kadar şey yapabilecğim?" gibi. Bunu da şu şekilde aşabiliriz ; Düşündüğümüzü algıladığımız zaman susup farklı şeyler düşünmeye çalışmaktır. Bu bir arkadaşımızın yanına gidip bir şey sormak da olabilir, bu da sizi farklı bir şey düşünmenize iter. İkinci bir durumda vardır ki heyecana bağlı olarak b

Şimdiye kadar sanırım bir çok bloggerin başına gelmiştir bu durum. Ne yazacağınızı bilemediğiniz o an... Çok kötü bir durumdur, ne yazacağınızı bilemezsiniz ve bazen deliye dönersiniz. Çünkü blogunuz takip ediliyorsa sizden illaki bir şeyler yazmanız beklenir. Siz de bir şeyler yazmak istersiniz ama yazamazsınız. Ah işte ne kötüdür o an. İşte tam da o anların güzel bir çözümünü buldum desem size? Aslında çözümümüz çok basit; Hele ki hedef kitlemiz (yazılarımızı kimlere yönelik yazdığımız) belli ise. Çözümümüz aşağıdakiler gibidir; 1- Doğru anı bulun.       Herkesin aklına her zaman ne tür yazılar yazacağı gelmeyebilir. Bu çok normal bir durumdur. Her bloggerin başına gelebilecek en doğal durumlardan biridir bu. Ama burada yapmamız gerekenlerden biri " doğru anı bulmaktır. " Peki doğru anı nasıl bulacaksınız? -Çok basit; her zamanki gibi kendimden vereceğim bir örnek ile bu konuyu açıklığa kavuşturacağım. Ben bloguma bir şeyler yazacağımı düşündüğüm zaman kesinlikl

Herkesinde bildiği gibi artık dünya blog dünyası olmaya başladı, bir önceki yazımda da değinmiştim sağa baksak bir blogger sola baksak bir blogger var. Ama bunların arasından sadece bazıları tanınabilir ve blogları ön plana çıkabilir. Geride kalanlar ise ya bloglamayı bırakır ya da devam edip diğerleri gibi olmaya çalışır. Şimdi iki yıllık tecrübelerime dayanarak yazacağım bu yazımı kısım kısım yazıp sizleri aydınlatmaya çalışacağım. İşinize kesinlikle yarayacak bilgiler bulacağınıza eminim. Beni iki yıl evvelden takip edenler bilir diyerek bu yazıma başlamayı çok isterdim ama beni iki yıl önce takip eden hiç kimse yoktu. Çünkü henüz tanınmamış ve özgün yazılar yazmayı, uzun ve akıcı yazılar yazmayı bilmiyordum. Aslında şimdide çok iyi yazılar yazıyor değilim, hala bir şeyler öğrenmeye devam ediyorum. Ama siz beni boş verin biz asıl konumuza bakalım; 1- Takibe Takip Yöntemi      Eğer ki bir blogger kendini bu dünyada(blog dünyasında) tutturmak ve güzelim yazılarının okunmasın

Artık elimizi nereye atsak bir bloggere çarpıyor. Bunlardan bazıları kendini iyi bir yerlere getirmiş oluyor bazıları da ben yapamıyorum deyip bırakmış bloggerler oluyor. Peki ama bu bloggerlerin bazıları iyi bir yerlere gelirken neden bazıları takılıp kalıyor? Aslında sorunun cevabı çok basit " özgün yazılar. " Bana göre bir blogger özgün yazılar yazabiliyorsa "işte o blogger gerçek bir bloggerdir." Ama şöyle bir şey de var ki her şey özgün yazıları yazmakla bitmiyor! Çünkü istediğin kadar özgün yazılar yazabiliyor olsan da senin tanınman gerek. Bu konuya da ayrıntılı bir şekilde başka bir yazımda değineceğim. Şimdi dönelim konumuza; " Özgün yazılar nasıl yazılır? " Bir kere "sadece yazı yazabilmeniz için bile" belli bir kitleye hitap ediyor olmanız gerekir -ki özgün yazılar yazabilesiniz. Öncelikle belli bir kitleye hitap etmek ne demek onu bir öğrenelim; Belli bir kitleye hitap edebilmek için bir veya bir kaç alanda uzmanlaşmış vey

Herkesin de bildiği gibi çoğu öğrencinin sınıfı geçmesini sağlayan şeylerden biri de "performans" ve "proje" ödevleridir. E haliyle tüm öğrenciler ödevlerini en iyi şekilde yapmak isterler -ki sınıfı geçebilsinler. Ama bazen bazı şeyler eksik kalır veya öğrenci, öğretmenlerin nereden puan kıracağını bilemediği için ödevi en iyi şekilde hazırlayamaz. Daha doğrusu öğretmenin istediği gibi hazırlayamaz. Öğrencinin gözünde o ödev ne kadar güzel gözükse de öğretmenler illaki bir yerlerden belli bir not kırarlar. Peki ama bu notları öğretmenler neye göre veriyorlar? Neden bu ödevlerimizden 100 alamıyoruz? Hadi şimdi gelin beraber bunların nedenini öğrenelim ve ödevlerimizi en iyi şekilde yapmaya çalışalım. 1- Ödevimizin konusunu iyi anlayalım, not edelim.       İlk önceliğimiz ödevimizi iyi anlamaktır. Ödevimizi iyi anlayalım ki araştırmalarımızı ona göre en iyi şekilde yapalım. Ödevlerimizi en iyi şekilde anlayabilmemizi sağlayan şeylerden biri de not almaktır. Bu

Şu zamanlarda ne kadar işimiz olursa olsun, ne kadar yapmamız gereken ödevler olursa olsun her zaman internete koşarız. Google amcamıza ödevimizi sorar ve ödevimizi hızlı bir şekilde yaparız. Hele ki şu zamanlarda dikkatimi çeken o kadar çok şey oluyor ki "inanamıyorum." Gördüklerim ile kendimi kıyaslıyorum, işin içinden çıkamıyorum. Düşünüyorum, düşünüyorum eskiden ben böyle bir şeyi yapabilir miydim diye? İmkansız diye cevap veriyorum kendime. Öncelikle gördüklerimi açıklayayım: Geçenlerde blogumun istatistiklerini kontrol ediyordum ve birden gözüme bir şey ilişti. Bloguma giren bir kişi şu aramayı yapıp blogumu o şekilde bulmuş; " 2. sınıf hayat bilgisi dersi cevapları" Görür görmez şok oldum!! İstatistiklerden bir görüntü. Yukarıdaki resimde de görüyorsunuz işte. İnanamadım, daha sonra kendim araştırdım. Acaba ikinci sınıf hayat bilgisi dersi kitabının cevapları internette varmıdır diye. Ve bir şok daha geçirdim, varmış. Bunları gördükten sonra

Yapılacak Program İle İlgili Bilgiler; Yapacağımız Programın Adı: Oda sıcaklığına göre yorum yapan program . Program ile ilgili diğer açıklamalar; Programımızda if-else kullanacağız. Programa oda sıcaklığını klavyeden gireceğiz ve kendisi bize ona göre yorum yapacak. using System; using System.Collections.Generic; using System.Linq; using System.Text; namespace ConsoleApplication1 { class Program { static void Main(string[] args) { int derece; Console.Write("Oda Sıcaklığını Giriniz(°C) : "); derece = Convert.ToInt32(Console.ReadLine()); if (derece < 0) { Console.WriteLine("Oow Orada Hava Soğukmuş."); } else if (derece > 0 && derece < 10) { Console.WriteLine("Hava Çok da Kötü Sayılmaz"); } else if (derece > 10 && derece < 20) {

İlk blogger ile tanıştığım zamanlara, hiç bir şey bilmediğim ama yine de bir şeyler öğrenebileceğimi bildiğim o eski günlere gitmek istiyorum. İşte o günlerden bu güne hayatımda çok şey değişti ama ben o zamanlar ile ilgili sadece bir şeyden bahsetmek istiyorum. O ilk günlerde ben blogcuların hepsini erkek ve hepsini benim yaşlarımda sanırdım, hani benim yaşlarımda olmasalar da benden en fazla ne kadar büyük olabilirlerdi ki? Aslında tüm bu eski günlerden bahsetmemin tek bir sebebi var, geçenlerde tanıştığım bazı blogcu arkadaşların yaptığı yorumlar ve yazdıkları, paylaştıkları yazılardı. Sanırım onlar da benim eski günlerde düşündüğüm gibi "tüm blogcuları kendileri gibi sanıyorlar." Yani bence yaptıkları yorumlardan, yazdıkları yazılardan bu anlaşılıyordu. Şimdi gelelim bu şekilde düşünen kişilere söyleyeceklerime; Eğer ki siz de böyle düşünüyorsanız diğer bloggerleri takip edin ve bakın bakalım onlar da sizin gibi mi? Hakkımda kısmına bakın kaç yaşındala

Kitabın Türkçe Adı: Can Dostum Kitabın Gerçek Adı: A Dog's Purpose Kitabın Yazarı:  W. Bruce Cameron Kitabı Türkçe'ye Çeviren:  Seda Çıngay Yayın evi:  Yabancı Kitabın Sayfa Sayısı:  370      Okuduğum en ama en güzel kitaplardan biri olduğunu söylemeliyim. Bu kitabı yazan kişi ile kesinlikle tanışmak isterdim, çünkü kitabı öğle bir şekilde yazmış ki, yazarın önceki yaşamında veya şu anda köpek olup olmadığını doğrulamak isterdim. : ) Bunu neden söylediğimi kitabı okumuş olanlar ve kitabı okuyacak olan kişiler çok net bir şekilde anlayacaktır. Aslında yazımın devamını okursanız sizlerde anlarsınız neden bu cümleleri kurduğumu.      Her neyse asıl olan konumuza gelelim, ben size kitaptan biraz bahsedeyim. Kitabın öncelikle biraz sürükleyiciliğinden bahsetmek istiyorum. Kitap öyle bir şekilde yazılmış ki, bölümler öyle bir yerde kesilmiş ki kitabı elden bırakmak mümkün olmuyor. Şahsen ben kitabı her elime aldığımda kitabı bir türlü elimden bırakamıyordum. Her defasında tam

Kendi kendime solo notalarını çıkardığım şarkı, hiçbir yerden alıntı yapılmamıştır. Aydilge - Haberin Yok mi re mi re fa mi re do Gözdeki yaşımsın benim la si la la si do Neredesin, neredesin? mi re mi re fa mi re do si la Belki de ağladığım için do re si sol la Düştün ve gittin mi re mi re fa mi re do Sen benim seri katilim la si la la si do Kaç beni yok ettin mi re mi re fa mi re do si la  Aşkın mahkemesi yok ki do re si sol la Suçlu gözlerin la mi(kalın) la mi(kalın) do si la sol Ayna ayna anlat ona sol mi sol mi do si  sol la Yalnızlık ne baş a  bela la  mi(kalın)  la  mi(kalın)  do si la sol Senle bir olmak zor ama si do re do si la Yerle bir oldum çok do do re do si la Aşkın çaresi yok mi re mi re fa mi re do Sen benim seri katilim la si la la si do Kaç beni yok ettin mi re mi re fa mi re do si la  Aşkın mahkemesi yok ki do re si sol la Suçlu gözlerin la mi(kalın) la mi(kalın) do si la sol Ayna ayna anlat ona sol mi sol mi do si  sol la Yalnızlık ne ba

Yapılacak Program İle İlgili Bilgiler; Yapacağımız Programın Adı:  Bugün hava nasıl sorusuna yanıt veren program. Program ile ilgili diğer açıklamalar; Örneğin programa bugün havanın yağmurlu olduğunu bildirirsek, program da bize "bugün hırka giymelisin" diyecek. Programımızı yaparken öncelikle switch-case ile yapacağız, ikincisinde ise if-else ile yapacağız. Bugün hava nasıl sorusuna yanıt veren programın  switc-case ile yapılan kodları: using System; using System.Collections.Generic; using System.Linq; using System.Text; namespace ConsoleApplication1 { class Program { static void Main(string[] args) { Console.Write("BUGÜN HAVA NASIL?\n*Yağmurlu (1)\n*Karlı (2)\n*Güneşli (3)"); Console.Write("\nSeçiminiz: "); int sec = Convert.ToInt32(Console.ReadLine()); switch (sec) { case 1: Console.Write("\nBugün hava yağmurlu, hırka giymelisin."

Yapılacak Program İle İlgili Bilgiler; Yapacağımız Programın Adı: Klavyeden girilen iki sayıya aynı anda beş işlem yaptırmak . Program ile ilgili diğer açıklamalar; Dört işlemimiz şu şekilde "çarpma - çıkartma - toplama - bölme" isteyenler mod almayı da ekleyebilir. Programımıza sadece işlemleri yaptırma komutu vereceğiz. Kod: using System; using System.Collections.Generic; using System.Linq; using System.Text; namespace ConsoleApplication1 { class Program { static void Main(string[] args) { int a, b,c,d,e,f; string yazi1, yazi2; Console.Write("Birinci Sayıyı Giriniz :"); yazi1=Console.ReadLine(); Console.Write("İkinci Sayıyı Giriniz :"); yazi2=Console.ReadLine(); a = Convert.ToInt32(yazi1); b = Convert.ToInt32(yazi2); c = a * b; d = a - b; e = a / b; f = a + b; C

Yapılacak Program İle İlgili Bilgiler; Yapacağımız Programın Adı: Girilen üç notun ortalamasını veren program. Program ile ilgili diğer açıklamalar; Programımız ayrıca notumuz ile ilgili yorum da yapmaktadır. Ayrıca programımızda if-else kullanacağız. Kod: using System; using System.Collections.Generic; using System.Linq; using System.Text; namespace ConsoleApplication1 { class Program { static void Main(string[] args) { int a, b, c, ortalama; Console.Write("Birinci Notunuz : "); a=Convert.ToInt32(Console.ReadLine()); Console.Write("İkinci Notunuz : "); b=Convert.ToInt32(Console.ReadLine()); Console.Write("Üçüncü Notunuz : "); c = Convert.ToInt32(Console.ReadLine()); ortalama = a + b + c; ortalama = ortalama / 3; Console.Write("Notlarınızın Ortalaması = {0}", ortalama); if (o

         En son okuduğum kitaptan sonra tekrar bir kitap mağazasına gitme şansım olmamıştı. Her zaman erteledim, boş zaman bulamadım. Ama aslında almak istediğim, çok merak ettiğim bir kitap vardı (Can Dostum).      Ama artık yeter dedim. İki haftadır bekliyordum bir türlü o kitabı alamadım, en sonunda aklıma şöyle güzel bir fikir geldi ve o kitabı artık kesin alacağım dedim. Fikrim şuydu; okul çıkışı alış-veriş merkezindeki kitap mağazasına yürüyecem ve artık o kitabı alacağım.      Daha sonra karar verdiğim gibi (Salı günü) okul çıkışı kitap mağazasına doğru yürüdüm. Her şey çok normaldi, ta ki benim paramın kitaba yetmemesine kadar. Kitabın fiyatı 19 TL, bende kalan para 13 TL. İnanılmaz bir şeydi bu. Tam da artık o kitabı alacağım derken böyle bir şey ile karşılaşmak çok saçmaydı.      Her neyse, bugün olmasa yarın alırım diye düşünürken, diğer günümün tüm gün okulda geçeceğini unutmuştum. Maalesef diğer gün de (Çarşamba günü) kitabı alamadım. Çünkü tüm gün okulda olmam g

     PowerPoint sunu programı bazı şeyleri yapmadan diğer bilgisayarlarda tam olarak çalışmayabilir. Örneğin eklediğiniz bir ses, bir video vs. çalışmayabilir. Bu çok normaldir. Çünkü eklediğiniz bir ses eğer bilgisayarınızda yok ise çalışmayacaktır.      Ama merak etmeyin bunun da çözümü var ve çok basit. Yapacağımız işlemler aşağıdaki gibidir. Resimleri de takip ederek kolayca işinizi halledebilirsiniz.      Yapacağımız işlemin adı: Sunuyu   gömme . İstersek CD'ye istersek de bir klasöre yaptığımız sunuyu gömebiliriz ve diğer bilgisayarlara taşıdığımız zaman yaptığımız sunu tam olarak çalışır.       1. Öncelikle sunumuzu bitirip kayıt edelim ve yanlış bir şey yapma ihtimaline karşın bir yedeğini alalım. Daha sonra orjinal olan sunumuzun içine girelim ve   Dosya menümüzü açalım.       2. Dosaya menüsünün içerisinde olan   Yayımla  kategorisinin içerisindeki CD için Paketle butonuna tıklayalım.   NOT: Bu işlem PowerPoint 2003, 2010 ve 2013 ' de farklılık göstere

BİLGİNİN NEREDEN GELECEĞİ BELLİ OLMAZ!!!      Neden bu başlığı koydum bilmiyorum, aslında ödevim gereği makale araştırıyordum ve araştırdığım makalenin içeriği dikkatimi çekti.Belki birçoğunuzun bildiği fakat benim şuanda araştırırken öğrendiğim bir bilgiyi sizlerle paylaşmak istedim. "Sağ elini kullanan insanlarda beynin sol yarım küresi, sol ellerini kullananlarda beynin sağ yarım küresi dil kullanma yetisinin denetimini ele alırmış."      Düşünsenize, belki de bu bilgi sizler için hiçbir şey ifade etmiyor fakat  başkaları için çok şey ifade ediyor olabilir.      Kısacası başlıktan da anlaşıldığı gibi bilgi her zaman her yerde karşımıza çıkabilir ve bilgi paylaştıkça çoğalır. Tabii bu bilginin çoğalması için önceliğimiz okumaktır. Okumakta yaşamaktır.Yaşamınızdan vazgeçmeyin.      Bilgi denen şey deniz olsa biz o denizde ancak kum tanesi olabiliriz. Bilgi denizine dalmaktan korkmayın. Derine dalın, en derine çünkü bilgi denizi sizi boğmaz, aksine derine daldık

         Kitaplara baktığımız zaman hepsinin birbirinden farklı olduklarını görürüz. Bu yüzden de bazen kitapları neye göre ve nasıl seçeceğimize bir türlü karar veremeyiz. Bazen arkadaşımızın önerdiği kitabı alır okuruz, bazen de bu kitap çok sattığına göre iyi bir şeydir deyip alırız ama ne yazık ki bu şekilde aldığımız kitapların çoğunluğu okunmuyor veya yarısında bırakılıp bir kenara koyuluyor.      Bu yüzden şimdi, gelin beraber kitapları nasıl ve neye göre seçeceğimizi öğrenelim, yanlış yaptığımız yerleri görüp onları düzeltelim ve kitap okumanın ve kitap mağazalarında dolaşmanın da keyfine varalım. Kitapları Kafamızda Değerlendirelim      Bir kitabı okumaya başlamadan önce veya gidip bir kitap almadan önce yapmamız gereken en önemli şey " kitapları kafamızda değerlendirmektir. "      Öncelikle şu tür soruları kendimize sormalıyız; " ben şimdiye kadar ne tür kitaplar okudum?, bu kitapları okurken neler hissettim?, farklı tür kitap okumalı mıyım?, yeni tür

         Konularına göre kitap türleri , anı kitapları, arkeoloji kitapları, bilim kitapları, bilişim kitapları, felsefe kitapları, kişisel gelişim kitapları, gezi kitapları, korku kitapları, mizah kitapları, yemek kitapları vb. şeklinde sıralanabilir.      Bu kitap türlerinden kimisi korku kitaplarını sever, kimisi de mizah kitaplarını sever. Hatta okuyacağımız kitap türlerini belirlerken bazen diğer kişilerin ne tür kitaplar okuduğunu da merak ederiz ve sorarız, kime sorarsak farklı bir kitap türü söyler.      Peki ama bu kitap türlerinin içeriği hakkında ne kadar şey biliyoruz? Örnek olarak gezi kitaplarını ele alalım. Gezi kitapları deyince aklınıza ilk gelen şey nedir? Bu tür soruları kimlere sorarsanız sorun, herkesten farklı cevaplar alacağınıza eminim. Çünkü çoğumuz kitapları okuyoruz ama ne tür okuduğumuzu bilmiyoruz ya da okuduğumuz tür hakkında bir bilgiye sahip değiliz. Bu soruyu bir kaç kişiye sorarak cevapları değerlendirebilirsiniz.      Şimdi kitap türlerini te

     Herkes kitap okumaya ilk başladığı zamanlarda istediği kitapları seçmekte veya okuyacağı kitap türlerini seçmekte zorlanabilir. Bunun nedeni de kitapları yeni yeni sevmeye başlamasıdır veya önceden okuduğu kitap türlerinden sıkılmasıdır. Eğer siz de okuyacağınız kitap türlerini seçmekte zorlanıyorsanız sizlere bir kaç önerim olacak.      Vereceğim bu öneriler iki bölümden oluşacaktır. Bunlar aşağıdaki gibidir:           1- Alacağımız kitapları neye göre ve nasıl almamız/seçmemiz gerektiği.           2- Alacağımız kitapları okuyup/okuyamayacağımız.      Şimdi sırasıyla giderek, bu üç bölümü sizlere en iyi şekilde açıklamaya çalışacağım. Alacağımız Kitapları Neye Göre ve Nasıl Almamız/Seçmemiz Gerekir      Bu bölümü iki ayrı alt başlık halinde inceleyeceğiz. Öncelikle yeni kitap okumaya başlayanların yapması gerekenleri açıklayacağım, daha sonra da kitap okuyup da okuduğu kitaplardan hoşlanmayanların, sıkılanların ve yeni türler okumak isteyenlerin yapması gerekenleri